TBMM’de ‘Free İmamoğlu’ tartışması… ‘Resmini görünce niçin kışkırasınız ki?’

TBMM Genel Konseyi’nde CHP grubu tarafından, İBB Başkanı ve CHP’nin Cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu için verilen poster afiş yasağının araştırılması önerisi, AKP ve MHP kümesi tarafından reddedildi.

Önerinin münasebetini açıklamak üzere kürsüye çıkan CHP Muğla Milletvekili Cumhur Uzun, ‘Free İmamoğlu’ pankartını kürsüye astı. Uzun, konuşmasında şunları söyledi:

“Ülkemiz demokrasisinde darbe devirlerinde dahi görülmemiş bir hukuksuzluk yaşanıyor. Anayasamız ile garanti altına alınmış temel haklar adeta görmezden geliniyor, şahıslar bu haklarından mahrum bırakılarak var olan anayasa kararları yok sayılıyor. Çağrıldıklarında derhal tabir vermeye gidecek olan belediye liderlerimiz, anayasamızın ‘kimse insan haysiyetiyle bağdaşmayan muameleye tabi tutulamaz’ kararına karşın meskenlerine yapılan şafak operasyonlarıyla ailesinin, çocuklarının yanında gözaltına alınıyor. Basın eliyle ibretlik senaryo yazılıp uygulanıyor. Haberleşme hürriyeti sınırlanıyor, toplumsal medya hesaplarına kısıtlama getiriliyor. Kanıyı yayma özgürlüğü ortadan kaldırılıyor adeta fikrin önüne set çekiliyor. Basın susturulmak, susmayanlar hapsedilmek isteniyor. Toplantı ve şov yürüyüşü hakkımızı kullanabilmek için iktidarca kurulan barikatları devirip geçmek zorunda kalıyoruz. ‘Suçlu hükmen sabit oluncaya kadar hatalı değildir’ halindeki masumiyet karinesi ‘sen hatalısın, suçsuzluğunu haydi ispat et bakalım’ denilerek adeta mahkumiyet karinesine dönüştürülmüş durumda. İBB Liderimiz ve Cumhurbaşkanı adayımız Ekrem İmamoğlu Cumhurbaşkanı adayı olmasın diye iktidar elinden geleni gerisinde koymaksızın yapıyor. Evvel diploması hile ile elinden alınıyor sonrasında uydurma bir belge ve kapalı şahit palavralarıyla Silivri cezaevine gönderiliyor. Bu yetmemiş olacak ki kendisine adete düşman hukuku uygulanarak X hesabına erişim pürüzü getiriliyor, ziyaretçileri yasaklanıyor, afişleri ve fotoğrafları yasaklanıyor.

Alınan bu kararlar iktidarın Ekrem İmamoğlu’ndan ne kadar korktuğunun delili, soruşturmanın içinin ne derece boş olduğunun ispatı, yargı eliyle yapılan siyasi müdahalelerin tescili niteliğindedir. Ne yazık ki son günlerde Ekrem İmamoğlu ve başka tutsak belediye liderlerimize ilişkin afiş ve pankartları toplatılmasına dair alınan kararın polis zoruyla uygulanmaya başlandığı da görüldü. Bu kararı alan kimdir; başsavcılık. Yani tez makamı. Pekala buna yetkisi var mı; hayır. Görünen o ki İstanbul Başsavcılığı kendisini mahkeme yerine koyarak karar alıyor ve alınan bu hukuksuz kararlar hukuksuz emre dönüştürülüyor. “

“CEZAEVİNE KOYDUNUZ DİYE BÜTÜN KİŞİLİK HAKLARINI YOK MU SAYACAKSINIZ?”

Öneri üzerine kelam alan AKP Kayseri Milletvekili Şaban Çopuroğlu, pankartı göstererek, “Şuna bir mana vermek lazım. Burası Türkiye Cumhuriyeti. Burada ‘Free İmamoğlu’ yazmanız ne kadar gerçek? Burada içeriye mi dışarıya mı bildiri veriyorsunuz? Cumhuriyet Başsavcılığımız devam eden tutukluluk sürecinde asılan pankartlarla ilgili bir karar verince çabucak sağında solunda bir şeyler arıyorsunuz. Hani her şey şeffaf olacaktı? Siz çorba içerken kameraları bantlarsınız ama hepsini bantlayamamışsınız” sözleri üzerine tartışma yaşandı.

Çopuroğlu, Ekrem İmamoğlu’nun X hesabına getirilen erişim pürüzüne ait ise, “Vatandaş bize ne diyor biliyor musunuz; ‘bu kişi içeride değil mi nasıl tweet atıyor’ diyor” sözlerini kullandı.

Söz alan CHP Küme Başkanvekili Murat Buyruk ise şunları söyledi:

“İçinde biraz mantık, vicdan ve hukuk olan bir tartışma yürütmeye çalışıyoruz. Ekrem İmamoğlu yalnızca tutuklu, hükümlü değil. Bütün kişilik haklarına haiz. Yalnızca kişi özgürlüğü hakkı yok. O da sizin hukuksuz uygulamalarınızdan ötürü. Savcılığın yazısı o kadar gülünç ki; Savcılık Emniyet Müdürlüğü’ne yazıyor, yapamaz. Bu türlü bir yetkisi yok. Yapsa yapsa Valilik yapar. Kanuna bakıyorsunuz ‘kışkırtmak’ diyor. Ekrem İmamoğlu’nun fotoğrafını görünce niçin kışkırasınız ki? Niçin bu kadar rahatsız oluyorsunuz ki? Ekrem İmamoğlu seçilmiş belediye başkanı, resimleri de her yerde olur elbette. Alışacaksınız buna.

Vatandaş sorabilir. Vatandaşa şunu söyleyeceksiniz; cezaevinde olan bir kişinin elbette kanılarını tabir etme hakkı vardır. Bu görüşleri avukatıyla ya da görüştüğü şahıslarla aktarabilir, mektup yazabilir. Sizin köleniz mi İmamoğlu? Cezaevine koydunuz diye bütün kişilik haklarını yok mu sayacaksınız?”